Haber

Adalet Bakanı Tunç, Konya’da Cihanbeyli Adalet Sarayı’nın açılışında konuştu. İfade

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “İnşallah o günler gelecek ve bu katliamı yapan katiller insanlık önünde hesap verecek. Umarım insanlık bunu görecek. Bunu hep birlikte göreceğiz.” söz konusu.

Bakan Tunç, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Konya’daki Cihanbeyli Adalet Sarayı’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, AK Parti’nin 3 Kasım 2002’de iktidara geldiğini hatırlatarak, milletin bu konuda önemli bir karar aldığını söyledi. şu tarihte.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 21 yıldır milli iradeyi ön planda tutan yönetim anlayışıyla çalıştıklarını belirten Tunç, “Bir yandan ülkemizin, 81 ilin fiziki kalkınmasını güçlendirdik. Bir yandan çalışmalarımızla ülkemizi güçlendirdik, bir yandan da ülkemizin demokrasisini güçlendirdik, her zaman milli iradeyi ön planda tuttuk, iktidardayken her zaman milletimizin taleplerini ön planda tuttuk, milletimizin duygusuna cevap verdik. ” “Biz her zaman tercüman olduk. Milletimizle birlikte millet düşmanlarına da boyun eğmedik. Vesayetçi zihniyete, darbeci zihniyete asla boyun eğmedik.” dedi.

“Yeni bir dünya kurulmalı”

Dünyada eşitliği, adaleti ve mazlumların haklarını savunmaya devam ettiklerini vurgulayan Tunç, Filistin’de 28 gündür baskı ve vahşetin yaşandığını söyledi.

Tunç, Filistin’de çocukların ve kadınların katledildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“8 binden fazla sivil öldürüldü. Bunlar dünyanın gözü önünde yapılıyor. 3 bin 500’den fazla çocuk katledildi. Maalesef bir yaşın altında 500’e yakın bebek dünyanın gözü önünde katlediliyor.” Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanımız dışında dünya liderlerinden ne yazık ki yüksek bir ses göremiyoruz. Uluslararası kuruluşlar İsrail’in yağmacı baskınları karşısında sessiz ve etkisiz kalıyor. Cumhurbaşkanımız bunu her platformda dile getirdi. ‘Dünya bizden daha büyük’ beş.’ O zaman uluslararası sistem artık insanlığın sorunlarına cevap veremez. Uluslararası kuruluşlar insanlığın sorunlarına sessiz kalıyor. Bu sistemin artık reforme edilmesi gerekiyor. Yeni bir dünya kurulmalı. ‘Dünya beşten büyüktür. Adalet olmalı’ Daha adil bir dünya mümkün.’ “Yani bugünü işaret ediyor.”

Filistin’de ateşkes tekliflerinin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerinden birinin vetosu ile reddedildiğine dikkat çeken Tunç, insani yardım teklifinin dahi aynı şekilde reddedildiğini hatırlattı.

“Bu katliamı gerçekleştiren katiller insanlık önünde hesap verecektir.”

Tunç, BM’de 120’den fazla ülkenin İsrail’in katliamlarını durdurup ateşkes kararı almasına rağmen 14 ülkenin buna karşı çıktığını söyledi.

Bu ülkelerin katliamın devam etmesini istediklerine işaret eden Tunç, şöyle devam etti:

“Bu 14 ülke adeta ‘Çocuklar ve kadınlar katledilmeye devam etsin’ diyor. “Bu ülkeler dünya tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Zulümlerle ayakta kalamazsınız. Türkiye olarak, başta Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımız olmak üzere her türlü diplomatik çalışmayı yürütmeye devam edeceğiz.” Oradaki zulme son verin. Önceliğimiz oradaki kanın durmasıdır. Hastaneler bombalanıyor. Geçen gün Türkiye’nin yaptırdığı kanser hastanesi Türk-Filistin Dostluk Hastanesi bombalandı. Hastane bombalanacak mı? Okul bombalanacak mı? ? Mülteci hakları için yüksek sesle bağıran uluslararası kuruluşlar, mülteci kampları bombalanıyor. Kadın haklarından bahseden yüzlerce kişiden tek bir cümle mi duyuyoruz? Maalesef duyamıyoruz. Bu ikiyüzlülüktür. Her zaman duyacağız. Bu ikiyüzlülüğe karşı çıkmaya devam edin. Dünyada adaleti ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Kurulu var, 47 üyeden oluşuyor. Bir yerde insan hakları ihlali olduğunda hızla koşmalı, toplanmalı, harekete geçmeli. bir karar alıp soruşturma yürütmek. 28 gün geçti neden araştırmıyorsunuz? Kanıt aslında açıktır. Bunları toplayıp uluslararası ceza mahkemesinin önüne koymalıyız. İnşallah o günler gelecek ve bu katliamı yapan katiller insanlık önünde hesap verecek. Umarım insanlık bunu görecektir. “Bunu her zaman birlikte göreceğiz.”

“Bugün 366 bağımsız adliyemiz var”

Ülke yargısının güçlendirilmesi, fiziki imkanların artırılması ve teknolojik imkanlardan faydalanılması yönünde çalışmaların sürdüğünü belirten Tunç, hakim ve savcı sayısının ve mevzuatın yenilenmesi yönünde adımlar atıldığını söyledi.

Tunç, vatandaşların yargı hizmetlerinden daha hızlı, daha adil ve daha güvenli şekilde faydalanmasının önünü açmak için çalışmalarını sürdüreceklerinin altını çizdi.

Adalet binalarının adliye onuruna yakışır şekilde olması gerektiğini belirten Tunç, “2002 yılına kadar Türkiye genelinde sadece 78 adalet binası vardı. Adalet binaları hep kiralık binalardaydı, duruşmalar merdiven altında yapılıyordu. Ne yazık ki ses bile duyulmuyordu. Hakimlerimiz, savcılarımız ve yazı işleri müdürlüklerimiz tarafından avukatlardan daktilo, karbon ve fotokopi kağıtları talep edilmektedir.” “Böyle bir fiziki imkan var. Bugün 366 bağımsız adliyemiz var. Tamamı son teknolojiyle donatılmış, tüm ihtiyaçlar devletimiz tarafından karşılanan modern binalarda hizmet vermeye devam ediyoruz.” dedi.

Tunç, 2002’de 9 bin 349 hakim ve savcının görev yaptığını belirterek, şöyle konuştu:

“Bugün bu sayıyı 23 bin 814’e çıkardık. 23-24 Aralık’ta yeni sınav yapıyoruz. Bin hakim ve savcı yardımcısı alımı yapıyoruz. Bundan sonraki sistemimiz hakim, savcı adayı olmayacak ama onlar görev yapacak. Hakimler ve savcı yardımcıları mesleklerine başlamadan önce üç yıl süreyle görev yapacaklar.Öncelikle hukuk fakültesinden mezun olan bir kardeşimiz 2024 yılı itibariyle hukuk mesleğine giriş sınavına girecek. avukat, yasal stajına başlayabilecek, yani yasal stajına başlamak için sınavı geçmiş olacak, bu da avukatlarımızın özellikle adalet hizmetlerinde savunma kalitesi açısından giderek daha güçlü olacağı anlamına geliyor. “Aktif olmak açısından değerli.”

“Hakim ve savcı yardımcılığının görevine büyük önem veriyoruz”

Tunç, adayların hakim ve savcı yardımcılığı sınavına girebilmeleri için hukuk mesleklerine giriş sınavını geçmeleri gerektiğini vurguladı.

“Dolayısıyla hukuk fakültesi mezunu bir kardeşimiz öncelikle ÖSYM tarafından yapılan ön elemeye girecek.” Bakan Tunç şunları söyledi:

“Sonrasında avukatlık stajı. Dilerse hakim veya savcı yardımcısı olmak için sınava girecek. Hakim ve savcı yardımcısı pozisyonuna çok önem veriyoruz. Bugüne kadar hakim ve savcılığa kabul edilen adaylarımız, Hakimlik mesleğine, iki yıllık stajla hakim veya savcı olarak başlayıp kürsüye çıkanlar, artık hakim ve savcı adayı kalmadı, hakimler ve savcı yardımcıları da hakim ve savcı yardımcılarımız olarak güçlü bir eğitim alacaklar. Bir yıl adalet akademisi. Orada sınavları geçecekler. Orada da birçok sınav var. Daha sonra iki yıl tecrübeli hakim ve savcılarımızın asistanı olarak görev yapacaklar. “Onlar donanımlı ve güçlü bir şekilde kürsüye çıkacaklar.” üç yıl boyunca.”

“Avrupa’nın en çağdaş ve en yeni mevzuatına sahibiz”

Tunç, Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu başta olmak üzere tüm temel kanunları yenilediklerini belirterek, “Şu anda Avrupa’nın en çağdaş ve en yeni mevzuatına sahibiz. Hakim ve savcıların sayısı da Avrupa ortalamasına yaklaştı. Birkaç bin kişinin daha olduğu tahmin ediliyor.” “Aldığımızda o ortalamaya ulaşacağız. Teknolojinin imkanlarını da sunuyoruz.” söz konusu.

Kira anlaşmazlığında 10 bin 46 dosya arabuluculuk yoluyla çözüldü

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini daha da geliştirdiklerine işaret eden Tunç, 2013 yılından bu yana 4 milyon 488 bin uyuşmazlığın arabulucuların önüne geldiğini bildirdi.

Bunlardan 3 milyon 324 bininin anlaşmaya varıldığını anlatan Tunç, sözlerine şöyle devam etti:

“Dolayısıyla yüzde 70’lik bir anlaşma oranının olduğunu görüyoruz. Gönüllü arabuluculukta başarı oranı yüzde 99, zorunlu arabuluculuk dediğimiz dava açılmadan önce arabulucuya gidilmesi gereken durumlarda ise yüzde 49’dur. Yani 3 milyon belgenin yargıya intikal etmeden çözülmesi, en az 6 milyon kişinin adliyeye gitmemesi anlamına geliyor.” Bu nedenle 1 Eylül itibarıyla kira uyuşmazlıkları ve kat mülkiyeti uyuşmazlıklarında arabuluculuk kurumunu başlattık. Başarı orada da devam ediyor. Kira uyuşmazlıklarında şu ana kadar çözülen ve arabulucuya intikal eden uyuşmazlıkların 10 bin 46’sı uzlaşmayla sonuçlandı. Bu ne anlama gelir? “Bu, 20 bin ev sahibi ve kiracının adliye kapısına gelmemesi anlamına geliyor. Bunlardan 7 bininin davaya sevk edildiğini yani kiralamada anlaşma oranının sözleşmeden yüksek olduğunu görüyoruz. Hukuk burada da geçerli. Bu sevindirici bir gelişme.”

Konuşmanın ardından Adalet Sarayı’nın açılışı yapıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu